4 Temmuz 2020 Cumartesi

Görünmeyen Misafir










Tür : Gerilim/Gizem 
Süre : 1 saat 46 dakika 
Oyuncular : Mario Casas (Adrian Doria) / Ana Vagener (Virgina Goodman) / Barbara Lennie (Laura Vidal) / Jose Coronado (Tomas Garrido) 

Konusu : Statü sahibi, zengin bir iş adamı olan Adrian Doria ; bir otel odasında yanındaki fotoğrafçı sevgilisi Laura Vidal'in cesedi dururken polisler tarafından tutuklanır. Kendisine güvenilir bir savunma oluşturmak adına kendi avukatının önermiş olduğu uzman Avukat Virgina Goodman ile görüşmelere başlar. Adrian ile kendisine ayarlanan tanık avukat, bu ceset ve olay hakkında konuşmaya başlar. Sevgilisi Laura ile ikisi bir adamın ölümüne sebep olan ortak bir kazaya şahit olmuştur ve bu kaza, orada sadece ikisi bulunduğundan ötürü suç kendilerine kalmasın diye sevgilisi Laura bu cesetten kurtulmak istemiştir. Laura'nın bu cesetten kurtulmak adına kendisine sunduğu yöntemleri ise Avukatına anlatır. Ancak Adrian'ın anlattıklarından bir türlü tatmin olamayan Virgina : Olayı daha detaycı bir şekilde, en ufak ayrıntıyı bile atlamadan, olduğu gibi anlatması için Adrian'a büyük baskı uygular. Bu soruşturmanın sonucunda  Adrian hiç beklemediği, sürpriz bir gerçek ile karşı karşıya olacaktır. 

Şahsi yorumum : Filmi izlemeye başladığımda ilk kısımları epey sıkıcı gelmişti lakin bir noktadan sonra filmin gerilim ve heyecanlı temposu ilk dakikalardaki yavaş tempoyu ört pas ediyor. Ben film hakkında çok teori üretmiştim, kesin ve net bir şekilde emin olduklarım bile vardı ama filmin sonunda karşılaştığım manzarayı görünce gerçekten büyük şok geçirdim. Ne tepki vereceğimi şaşırdım. Çok başarılı kurgulanmış, çok ince ve detaylı işlenmiş. İzlerken sizi son kısmında şok edecek bir film arıyorsanız ve bunun içeriği gerilim olsun istiyorsanız tam sizlik bir film derim ben. Şiddetle öneririm :) 

12 Şubat 2020 Çarşamba

Carrie : Günah Tohumu




Tür : Gerilim/Drama
Oyuncular : Chloe Grace (Carrie White) / Julianne Moore (Margaret White) / Gabriella Wilde (Sue Snell) / Ansel Elgort (Tommy Ross)
Süre : 1 saat 40 dakika


-- Orjinal öyküsü Stephen King'e ait olan bu yapım, aynı zamanda Stephen King'in ilk basılan kitabı olduğu gibi, kitabından uyarlanan ilk filmidir. Bu ön bilgiyi sunduğuma göre filmi tanıtabilirim :)


   Carrie White, fazlasıyla dindar bir annenin kızıdır. Genel hayatında oldukça pısırık ve boynu bükük gezen Carry White'ın kimsenin bilmediği psişik bir gücü vardır... Bu güç, hissettiği bazı duyguların seviyesi artınca meydana geliyor. Kısa bir süre içerisinde ise gücünü kontrol edebiliyor elbet. Tabi ki bu saf ve iyi yürekli kızımızın arkasında fitne, fesat ve kıskanç bir kız olmazsa olmaz, değil mi?

Okul balosu yaklaşırken, Carry White okulun en yakışıklı çocuğu Tommy Ross'dan baloya gitmek için teklif alıyor. Ama insan bir düşünüyor ; O yakışıklı ve havalı çocuk neden bizim pısırık Carrie'ye teklifte bulunsun? :)

Balo günü gelip çatıyor. Annesi izin vermese ve üstüne manipüle etmek adına ürkütücü şeyler söylese bile Carry umursamıyor elbette. Carrie baloya gidiyor ama... Baloda hiç beklemediği ve gücünü çığırından çıkartacak bir durumla karşılaşıyor.. Ayrıntıları izleyip öğrenirsiniz artık :)



Şahsi yorumum : Stephen King'in filme uyarlanan romanlarını araştırırken ilk bunu görmüştüm. İlk seferde konusu klişe gelmiş, dikkatimi çekmemişti. Lakin sonradan ''Acaba bugün ne izlesem?'' diye her düşündüğümde aklıma gelen ilk filmdi. Çünkü aklımın bir köşesine yerleşmiş ve iç sesim bu filmi izlemeden susmayacaktı. Zihnimde bir yerde bekliyordu :) Carrie'yi oynayan kızı çok beğeniyorum zaten, bu rolü de inanılmaz güzel üstlenmiş. Carrie karakteri ise başlarda pısırık ve ezik bir duruş sergilerken, damarına basıldığı zaman psişik gücünün de katkısıyla adeta bambaşka bir varlığa dönüşüyor. Bazı sahneleri beni gerçekten inanılmaz etkiledi..

 Tavsiye ederim, izlemelisiniz. Şimdiden iyi seyirler...


27 Aralık 2019 Cuma

I Origins (Kök)




Tür : Bilim Kurgu/ Dram/Fantastik
Oyuncular : Michael Pitt (Lan Gray) / Astrid Berges Frisbey (Sofi Elizondo) / Brit Marling (Karen)
Süre  : 1 Saat 50 Dakika

Konusu : Moleküler biyolog olan Lan Gray ve laboratuvarda birlikte çalıştıkları arkadaşları Karen ve Kenny ile birlikte insan gözünün evrimine dair bir araştırma yapmaktadırlar. Bu araştırma ; İnsanoğlunun kaderini etkileyecek kadar kuvvetlidir. Lan Gray bir partide yüzü maskeli bir kızla tanışır ve üst düzeyden kısa bir an yaşarlar. Kızın göz rengi Lan'in dikkatini fazlasıyla çeker ve anında fotoğraflar. Sonrasında iletişimlerinde bir sıkıntı olur ve kız mekanı terk eder, Lan ise peşinden koşsa da kızı bulamaz. Bir süre sonra kızı metroda bulur ve beraber bir mekanda oturup kahve içerler. Kızın gözlerinde Lan'in dikkatini çeken çok farklı bir unsur vardır. Herkeste olmayan ve eşi benzeri bulunmayan bir göz rengidir bu.. Ve bu göz rengi, tahmini zor olan ve insanı şok eden olaylara sebep olur...


Şahsi yorumum : Film için çok sürükleyici ve mükemmel diyemem, hatta bilim kurgu pek sevmediğim için başlarında sıkıldım lakin sırf sonu için izlenmeye değer bir film olduğunu düşünüyorum.. Gerçekten sonu beni hem şok etti hem de duygulandırdı. Ben gerilim ve süregelen aksiyonlu filmlere alışık olduğumdan ötürü çok sürüklendiğim söylenemez ama herkes benim gibi değildir neticesinde :) İzlemenizi öneririm..

Trendeki Kız




Tür : Gerilim/ Psikolojik Kurgu
Oyuncular : Emily Blunt (Rachel Watson) / Haley Bennet (Megan) / Rebecca Ferguson (Anna) / Luke Evans (Schott) / Justin Theroux (Tom) / Edgar Ramirez (Kamal Abdic)
Süre : 1 saat 52 dakika

Paula Hawkings'in ''Trendeki Kız'' adlı romanından uyarlanmıştır.

Konusu : Rachel Watson, bir türlü bebek sahibi olamadığı için kendini alkole vurmuş ve bunalıma girmiş bir kadındır. Eski eşi Tom ise kendisini bu alkolikliği yüzünden terk etmiştir. Rachel, alkol durumu ve alkolün oluşturduğu agresifliği suretiyle iş  yerinden atılsa dahi ev sahibinin onu evden atamaması için durumu anlamaması adına her sabah iş saatinde tren yolculuğuna çıkar, iş bitimi saatinde ise aynı şekilde tren yolculuğu yaparak evine döner. Lakin bu beyaz yalan çok uzun sürmez. Rachel, trende yolculuk yaparken camdan bakarak etrafı çok dikkatli inceler ve gözüne bir ev çarpar. O eve sebepsizce takmıştır ve her tren yolculuğunda gözlerini o evden ayıramaz. Bir müddet sonra incelediği evde yer alan gördüğü sarışın ve güzel kadını başka bir erkek ile öpüşürken görür ve kadının eşini aldattığı düşüncesiyle bu durumu evliliğinde kendisi de yaşadığı için epey sinirlenir.. Bir müddet sonra eve geldiğinde bir dedektif ile karşılaşır. Dedektiften öğrendiği kadarıyla her tren yolculuğunda gözlerini ayırmadığı ve kendi kafasında çeşitli isimler taktığı Megan Hapwell kayıplara karışmıştır... Peki Megan Hapwell neden kayboldu ve ona ne oldu?

Şahsi yorumum : Ben filmini izlemeden önce kitabını okumuştum ve epey beğenmiştim. Filminin çekildiğini görmek beni bir hayli mutlu etti. Ayrıca uyarlama olmasına rağmen en ince ayrıntısına kadar birebir aynı film. Bu detay daha bir hoşuma gitti. Ayrıca normalde bazı filmlerin sonu kitaptakiler ile aynı bitmez lakin bu filmin sonu kitap ile aynı bitti. Yani bir nevi okuduklarımı izledim.. Çok sürükleyici ve ek olarak da aynı kaderi paylaşan kadınların dayanışma içinde oldukları harika bir film.. Son cümlemi, kitabı okur veyahut filmi izlerseniz anlarsınız zaten :)

İt Serisi (O)



İt 1 





Tür : Dram/Gerilim
Oyuncular : Bill Skarsgard (Palyaço) / Jaeden Lieberher (Bill Denbrought) / Finn Wolfhard (Richie Tozhier) Sophia Lills (Beverly Marsh) / Jack Dylan Grazer (Eddie Kaspbrak) Jeremy Ray Taylor (Ben Hanscom) / Wyatt Oleff (Stanley Uris) / Chosen Jacops (Mike Hanlon) / Nicholas Hamilton (Henry Bowers)
Süre : 2 Saat 15 Dakika

 ''Ezikler'' adı altında toplanmış 7 çocuk, 1 tane katil palyaçoya karşı! 

Konusu : Bill,  Richie, Eddie, ve Stanley çok yakın arkadaşlardır. Bu dörtlünün arasına bir süre sonra üç kişi daha eklenir ve grup tamamlanır. Ne tesadüftür ki bu toplulukta yer alan her bir çocuğun gizli bir yarası vardır. Bill kardeşini kaybetmiştir, Richie ise, normalde genel anlamda bir sıkıntı içeriği gütmeyen ve oldukça normal olan, lakin bazı insanların yadırgadığı bir eş cinseldir, Eddie'nin hastalığı vardır, Stanley'in ise korkunç bir geçmişi vardır. Aralarına yeni katılanlardan Ben kilosu yüzünden alay konusudur. Mike ise Henry Bowers ve arkadaşları tarafından zulme uğramıştır. Beverly ise babasının davranışlarından muzdariptir. Bu yaralı çocukları kader bir şekilde birleştirir ve zamanla çok sıkı dost olurlar.  Palyaçomuz Pennywise ise bu çocukları hedef almıştır. Onları korkutmak için defalarca geçmişlerini korkunç bir şekilde halüsinasyon aracılığıyla onlara gösterir ve zarar vermeye çalışır. Zaten palyaçomuz da korkudan beslenir.. Her 27 yılda tekrarlanan bu palyaço lanetini, çocuklar bir şekilde birlik olarak onu yenebilecekleri düşünerek başlatırlar.



İt 2 








Tür : Dram/Gerilim
Oyuncular : Bill Skarsgard (Palyaço) / James McAvoy (Bill Denbrought) / Bill Hader (Richie Tozer) / James Ransone (Eddie  Kaspbrak) / Jay Ryan (Ben Hanscom) / Isaiah Mustafa (Mike Hanlon) / Andy Bean (Stanley Uris) / Jessica Chastain (Beverly Marsh)
Süre : 2 Saat 50 Dakika

Konusu : Serinin ikinci filmi..Çocukların yaşadıkları bu vahşetin ardından tam 27 yıl geçer. Çocuklar artık büyümüş ve yetişkin konumuna gelmiştir. Mike, bir telefon açarak geçmişle yüzleşmek adına tüm ekibi toplar. Ekip üyeleri birbirini gördüklerinde duygulanır ve bir Çin restoranında beraber yemek yer, eskileri yad ederler. Mike hariç diğerleri eskiyi çok net hatırlamıyordur. Lakin ekip toplandıktan sonra başlarına gelenler hatırlamalarına yardımcı olacaktır.. Aradan 27 yıl geçtiğinden ötürü kural gereği lanet kaldığı yerden devam eder ve yine çocukluklarında öldürdüklerini zannettikleri palyaçoyu alt etme planları yaparlar. Palyaçonun ölmesi için gereken unsuru çok sonra anlasalar da önemi yoktu artık. Ve o unsur ise çok tanıdıktır..


Şahsi yorumum : Ben bu filmi epey geç fark ettim. Bir dönem herkesin dilindeydi ama genelde herkesin dilinde olan şeyler dikkatimi çekmez.. Seri boyunca hem korktum hem göz yaşları içinde kaldım. Stephen King'in korkuyu bu kadar anlamlı bir şekilde kullanmasına gerçekten hayranım.. Korku denilen kavramın aslında çok basit travmatik sebepler altında yattığını geç keşfettim. Gerçekten hem anlamlı, hem yeri gelince komik, hem de gerilim dolu bir seri idi. Şiddetle tavsiye ederim.. Ayrıca en sevdiğim ve bir numaralı filmim bu seridir artık :)


21 Aralık 2019 Cumartesi

Gece Uçuşu (Red Eye)




Oyuncular : Cillian Murphy (Jackson Rippner) / Rachel McAdams (Lisa Reisert)
Tür : Gerilim/Aksiyon
Süre : 1 Saat 26 Dakika

'Küçük prens' adlı kitabın yazarından sıra dışı ve bol stratejili bir uyarlama :)

Konusu ;

-- Lisa, çıktığı  bir seyahatten evine dönmek istemiştir. Hava alanında uzunca bir süre uçuş işlemlerini hallettikten hemen sonra, girdiği sırada bir adam gözüne çarpar. İkili tanışır ve uçuş vakti gelinceye dek barda oturup bir şeyler içerler. Uzunca bir süre muhabbet ederler ve epey iyi anlaşırlar. Uçuş zamanı geldiğinde ise ikili, uçaktaki yerlerini alır. Jackson çok iyi niyetli, tatlı ve yardımsever bir adamdır. Uçaktaki hosteslere bile eşya yerleştirme konusunda epey yardımcı olmuştur. Uçuş başladığı esnada ise Rachel'i hiç beklemediği bir olay karşılar :)

Şahsi yorumum : Filmin ilk kısımları beni epey sıkmıştı, çünkü herhangi bir aksiyon veya gerilim yoktu. Ama başlangıcın neden bu kadar sakin olduğunu ortalarında aksiyon devreye girince anladım. Film de öyle ahım şahım bir olay yoktu ama stratejiler mükemmel tasarlanmış. İzlerken sizi farklı farklı duygulara sokuyor. Bir heyecanlanıyorsunuz, bir korkuyorsunuz. Harika dizayn edildiğini rahatlıkla söyleyebilirim. İzlemenizi öneririm :)

Davetsiz (The Uninvited)



Oyuncular : Emily Browning /Anna) / Arielle Kebbel (Alex) / Elizabeth Banks (Rachel) / Davıd Strathairn (Steven)
Tür : Dram/Gizem
Süre : 1 Saat 27 Dakika

Konusu : Anna, yatalak annesinin ölümünden sonra girdiği bunalım ve yaşadığı ruhsal sıkıntılar sebebi ile babası tarafından akıl hastanesine kaldırılır. Bir süre zamanını akıl hastanesinde geçiren Anna, ruh sağlığının eskisine nazaran daha iyi olduğuna kanaat getirdikten ve doktorları tarafından da onay aldıktan sonra eve gitmesine izin verilir. Anna eve gittiğinde hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını fark eder. Babası, yatalak annesinin doktoru ile ilişkiye başlanmış ve evlilik planları kurmuştur. Bu durumu öğrenince babasına ve annesinin eski doktoru Rachel'e karşı nefretle dolup taşmıştır. Bir süre sonra Anna, yangın sebebi ile kaybettiği annesinin ölümünde Rachel'in parmağı olduğunu düşünür ve zaten mevcut olan nefreti artış gösterir.  Kardeşi Alex den yardım alarak bu kadını haklamak için planlar kurmaya başlamışlardır. Ama tüm bu planları yapmadan önce Anna'nın atladığı bir nokta vardır. Ve o nokta, gün yüzüne çıktıktan sonra hayatını ve hikayenin gidişatını bambaşka bir yere sürükleyecektir..



Not : Hiçbir şey göründüğü gibi değildir :)

Şahsi yorumum : Filmin konusunu ilk  okuduğumda, bana bir klişe Türk dizi/filmi tadı vermişti açıkçası. Oldukça gereksiz ve saçma gelmişti. YouTube dan sevdiğim bir kanalda, film önerisi videosunda görmüştüm bu filmi ve konusunu. Hikayenin sonlara doğru bambaşka bir yere saptığını ve hiç beklenmedik, şok edici bir son ile bittiğini öğrenince bir hayli dikkatimi çekti ve gece açıp izledim.. Kesinlikle tavsiye ederim, dediğim gibi başlarda klişe konulu gelebilir lakin sonlara doğru hikaye kafanızda sağlamlaşacak :)

Görünmeyen Misafir

Tür : Gerilim/Gizem  Süre : 1 saat 46 dakika  Oyuncular : Mario Casas (Adrian Doria) / Ana Vagener (Virgina Goodman) / Barbara Lennie (Laura...